Irak Türkleri İnceleme Ocağı - Kerkük Tarihi
   
  BAŞLIKLAR
  Ana Sayfa
  Türk Dünyası
  Arap Dünyası
  Çağdaş Türk Alfabeleri
  Alfabe Bilimi
  Türkmeneli Alfabesi
  Klavye
  Haritalar
  Türk Tarihi
  Türkmeneli
  Irak
  Irak'ta Türkmen Tarihi
  Musul Tarihi
  Kerkük Tarihi
  Erbil Tarihi
  Kuzey Irak Haberler
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  Köprüler
  Suretler
  MP3 video klip
  Ozan Özer

Ozan Özer


                Irak, tarih boyunca pek çok medeniyete beşiklik eden çok eski bir vatandır. Örneğin Sümerler, Akadlar, Babiller ve Asurlular’dan sonra Raşidin, Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlılar döneminde de bu topraklar aynı işlevi başarıyla yerine getirmiştir.

               Arap ve Kürtlerden sonra Irak halkının üçüncü önemli unsurunu teşkil eden Türkmenler bu vatanın öz evladıdırlar. Resmi olarak İslam’ın ilk dönemleri diyebileceğimiz 673 yılında Irak’a girmeye başlayan Türkmenler o günden itibaren Irak’ın savunmasında özellikle “Sugur” ded iğimiz düşman sınır hatlarında görev almüşlar, kendilerine vatan edindikleri bu aziz toprakları canları pahasına korumuşlardır.

               Abbasiler’in ilk döneminden itibaren Türkmenler’in Irak’a girişleri devam etmiş, başta ülkenin en önemli ve hassas bölgesi olan (Sugur) sınır bölgelerinde istihdam edilmeye başlamışlardır.

               Gelen Türkmen kabileleri Irak’ın güney, orta ve kuzey kesimlerine yerleşerek, burada bulunan muhtelif müslüman halklarla karşılaştılar. Burada Türkmenler uzun süreler İslam Devlet’ne hizmet ettiler. Bağımsız idareler beylikler kurdular. Böylece Türkmenler uzak ve yakın her yerde sert savaşçılar, cesur askerler ve mahür siyasetçiler olarak yeni vatanları Irak’ta meşhur oldular.

               Türkmenler’in Irakta’ki yerleşim bölgeleri farklıdır. Pek çoğu Baas rejimi tarafından bugün yerle bir edilen bu bölgelerin başında Kerkük gelmektedir.

               Türkmenler’in yoğun olarak yaşadıkları Kerkük’e bağlı Taze ve Tuz Hurmatu, Kümbetler , Leyan , Beşir Tavuk (Dakuk) Karatepe, Erbil vilayaeti ve bu vilayete bağlı Bastamlı, Amirli köyleri, Diyale vilayetive yine bu vilayete bağlı Kızılarbat ve Mendeli kazası ve adını zikr edemediğimiz daha nice köy ve kasaba hayatlarını idame ettirmişlerdi.

               Başta söylediğim Türkmenler’in yoğun olarak ve tarih boyunca kendilerine yurt edindikleri merkez Kerkük’tür. Eski Babilden ve daha sonra Asurî Devlet’i döneminde kuzeydoğudan gelen kavimlerin akınlarına sık sık maruz kalan bu şehre Sasaniler zamanında Garmakān ve Süryani kaynaklarında Beth Grrme denilirdi.

               Kaynaklarda (كرخا) Kerhā olarak adı geçen şehrin “Kerkük” olduğunun delilleri G.Hoffman tarafından ortaya konulmuştur.

               Sasaniler zamnında şehir, Nasturiler’in önemli bir şehriydi. Hıristiyanlar’ın şehri eski Süryani ismi veya Arapça adı ile (الكرخ) el-Kerh diye zikrettikleri sırada Araplar’ın burayı hangi isimle tanıdıkları iyi bilinmiyor.

               Kerkük’ün (كرخينى) şeklinde ki ismine ilk defa Yakut el-Hamevî’nün Mucemu’l-Buldān adlı eserinde rastlıyoruz. Yakut el-Hamevî’ye göre: “Kerhini Dakuk ile Erbil arasında yer alan güzel ve sağlam bir kaledir”. Yakut’un Kerhini dediği bu kaleli şehrin bugünkü Kerkük olduğu tarihi belgelerle kanıtlanmıştır.

               Kerkük ve Kerhini isimleri arasındaki benzerliği ilk tesbit eden G. Hoffman’dır. İbn şeddan Siret Salah ed-Din Eyyubî ve Sadreddin el-Hüseynî Tarih Beni Selçuk adlı eserlerinde şehri bu isimle zikretmişlerdir . Yine hicrî 8. asırda el-el-Omarî Mesāliku’l-Ebsār adlı eserinde Kerkük’ten Kerhini diye söz etmektedir. Dr. Mustafa Cavad bu konuda Şöyle diyor: “Biz Kerhini kasabasına Kerkük adının verildiği dönemi araştırdık ve buloduk. Bu dönem Akkoyunlu Türkmen Devleti dönemidir. Bu devirde Kerkük’te meydana gelen olayların kaydedildiği sicillerin bazılarında şehir (Kerkük), bazılarında da kerhini şeklinde geçmektedir.

               Şehrin bu iki ismi yıllarca birbirleriyle rekabet ettiler, sonunda yeni ismi olan Kerkük, daha eski olan Kerhini’ye galip gelerek yerini korumayı başardı.

               Biz bu tebliğimizde Türkmenler’in damgalarını vurdukları, kendileriyle özdeşleştirdikler bölgelerin başında gelen Kerkük ve çevresindeki etkinliklerin ilk dönemlerine yani bu bölgeye yerleştikleri M.1055-1258 yılları arasında tarihi ve klasik kaynaklara dayanarak ışık tutmaya çalışacağız.

               Kaynakların bu dönem hakkında verdikleri bilgileri bir araya getirerek bir bütün oluşturmaya çalışırken bölgenin Türkmenleşmesi’nin nasıllığı sorusunda başlangıç itibariyle bir cevap sunacağım.

               Türkmenler’in bu bölgedeki varlıkları 1055 yıllarının çok öncesine dayanır. Çünkü bu tarihten önce de özellikle Şehrizor ve Kerkük’te Türkmenler’in varlığına şahit oluyoruz.

               Türkmenler daha sonraki yıllarda başta, Şehrizor ve Kerkük olmak üzere bölgenin hemen hemen tamamına hakim olmuşlardır.İbnu’l-Esir bu konuda şöyle demektedir: “Selçuklu Sultanı Berkyaruk ile kardeşi Mehmet arasında çıkan çatışmada Berkyaruk 433/1099 yılında Şehrizor’a gelerek buradan topladığı Türkmenlerden büyük bir ordu teşkil ederek Hemedan (همدان) daki kardeşinin üzerine yürür.

               Büveyhoğulları döneminden önce de Türkler’in bu bölgelere akınları devam etti. Muizuddevle’nin h.334’deki isyanından on sene önce, Beckem et-Türkmanî liderliğinde kalabalık bir Türkmen topluluğu Irak’a girdi. Muhammed b. Raik bunları muhabbetle karşılayarak Vasıt şehrindeki askerleri arasına katmıştır. Beckem’in yanında Tüzün, Yaruk, Muhammed Neyyal gibi emirler bulunmaktaydı.

               Askerlerinin bir çoğu Türkmenler’den oluşan Muizuddevle’nin Bağdat’a girişiyle ilgili olarak Mustafa Cevad şöyle demektedir: “Şüphe yok ki Muizuddevle kuvvetiyle Irak’a giren Türkmenler burada kendilerinden önce yerleşmiş Türkmenlerle karşılaştılar. Bunlardan bir kısmı topluma karışmış , diğer bir kısmı ise asker olarak onlara katılmışlardı”.

               Burada ifade edilmesi gereken bir husus: Buveyhiler devrine kadar gelen Türkmenler’in güney ve orta Irak’ta yerleşmeleri yanında kuzeyde Samarra, Musul, Kerkük, Erbil, vb. Stratejik önemi olan şehirlerde yerleşmiş olmalarıdır. İbnu’l-Esir şöyle demektedir: “Muizuddevle’nin yanındaki Türkler’e dayanması, onlara karşı elini açıp cömert olmaya ve onlara Basra ve Irak’ın orta bölgelerinde ıktalar vermeye itmiştir”.Ayrıca onun şu kayıtları dşkkati çeker: “Bu dönemde Irak’a gelen Türkmen dalgaları “Guz” olarak adlandırıldılar. Bunlar Mansur Göktaş liderliğinde Azerbaycan’dan geldiler. Musul, Telafer ve Sincar bölgelerine yerleştiler”

               Selçuklular devrine gelince tam olarak 1055 senesinde Tuğrul Bey komutasında Türkmenler Irak’a girdiler. Dr. Mustafa Cevad şöyle demektedir: “Selçuklular devri Irak toplumu için en önemli devirlerdendir. Birlerce guz Irak’a ferden ferda köleler yada bir kaç gurup olarak değil , hür, müslüman, fatih ve idareci bir topluluk olarak girdiler. Burada mülkün sahibi gibi davrandılar. el-Cezire, Şam ve Acem ülkeleri idareleri altına girdi. Bu durum Mardin’de ki “Benu Artuk”, Atabekiyye el-Cebel Beyliği, Şiraz’da ki es-Sel Feriyye Beyliği, Musul’da ki Musul Atabeyliği, Erbil’de ki Zeyneddin Küçük Beyliği, Ceben Hamreyn’de ki İvakiyye Beyliği, Kehini (Kerkük)’de ki Benu Kıpçak Beyliği Amid (Diyarbakır)'da Kara Aslan Beyliği’nin kurulmasına yardım etmiştir.

               Burada eklemek istediğimiz bir konuda Bayat kabilesinin Irak’a Selçuklular’la beraber girdikleridir. Kuzey Irak’ı kendilerine mesken olarak seçmişlerdir. Bayatlar’ın Kerkük’e yerleşip burayı vatan edinmeleride Selçuklular devrinde olmuştur. Ansiklopedisinde şöyle denilmektedir: “Kerkük bölgesinde oturan Türkmenler’in çoğu aslen Bayat kabilesindendir”. Güneyde Arap kardeşleri ile birlikte yaşayan Bayatlar o derece onlarla karışmıştır ki onlar ana dillerini unutmuşlar ve kabile ismi dışında hiç bir bağlantıları kalmamıştır. Bunun yanında orta kuzey bölgesinde yerleşmiş olanlar ana dillerini muhafaza etmiş, lakin bölgelerindeki halkların dillerinide öğrenmişlerdir

Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!



More Cool Stuff At POQbum.com

Bütün hakları korunur. © 2008 www.kuzeyirak.tr.gg sayfasından kaynak gösterilerek bilgi alınabilir. OZAN TASARIM SUNAR. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol